16 Kasım 2012 Cuma

Expresiónes en Español

İspanyolcada çok kullanılan kalıpları ve deyimleri yerli yerinde kullanmak çok önemlidir. Bazı durumlarda fiillerden sonra kullanılan kelimelere dikkat etmek lazım... Çünkü fiiller ile kullanılan isimlerin anlamı her zaman aynı kapıya çıkmayabilir. Deyimler;  genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, kendine özgü bir anlam taşıyan kalıplaşmış en az iki sözcükten oluşan söz öbekleridir. Yani; kısa ve özlü sözlerdir. Mecaz anlam taşırlar. Deyimleri iyi bir şekilde kullanabilmek için hem fiilleri hem çekimlerini hem de isimlerin anlamlarını ve yan anlamlarını çok iyi bilmek gerekir. Ben de elimden geldiği kadar örneklerle detaylandırmaya çalıştım. Şimdi sizlere bunlarla ilgili kullanımları örneklendireceğim.

EL JUEGO (VERBO CONJUGADO+SUSTANTİVO)- Oyun


*Hacer juego (uymak, benzemek, eşleşmek)


Las sillas hacen juego con la mesa


(Sandalyeler masa ile eşleşiyor)


*Conocer (le) el juego (Vasıtası ya da aracılığıyla görmek)


Buradaki le complemento directo’dur. Yani dolaylı tümleçtir. Yardımcı fiil olarak kullanıldığında fiilden sonra gelir. Mesela: Quiero conocerle (Onunla tanışmak istiyorum)


Ama yardımcı fiil olarak kullanılmadığında da ise aşağıdaki gibidir:


Le conozco el juego 

(Onun vasıtası ile görüyorum)


*No ser cosa de juego (gülünecek bir mesele değil)


No es una cosa de juego

(Gülünecek bir mesele değildir)


*Poner algo en juego (Birini oyuna davet etmek)


Puso en juego todas sus encantos para conquistarlo


(Oyuna davet etmek için onu baştan çıkarıyorum)


*Prestarse al juego (oyuna dahil olmak)


Se prestó al juego

(Oyuna dahil oldu)

*Tomar algo a juego (ciddiye almamak)


Nunca se ve las consecuencias y todo se lo toma a juega


(Hiçbir şeyi ciddiye almıyor ve sonuçlarını görmüyor)


LA JUGADA (VERBO CONJUGADO+SUSTANTİVO) -Oyun


*Hacer una mala jugada a alguien (Birisini kötü oyuna getirmek)

Me hizo una mala jugada y me dejo sin un peso


(Beni oyuna getirip beş parasız bıraktı)


JUGAR (VERBO CONJUGADO+SUSTANTİVO)- Oyun oynamak


*Jugar(se) el todo por el todo (Her konuda risk almak ya da bahse girmek)


Me jugué el todo por el todo


(Herşeyi riske attım/herşey üzerine bahse girdim)


*Jugar limpio (adil oyunlar)


No juega limpio


(Adil oynamıyor)


*Jugarse la vida (Hayatını riske etmek)


Él se jugó la vida muchas veces en la guerra


(Savaş boyunca yaşamını riske etti)


*Jugar sucio (Pis oyunlar)


Los de ese equipo juegan muy sucio


(O takımdan olanlar çok pis oynuyorlar)


LA LUNA (VERBO CONJUGADO+SUSTANTİVO) –Ay


*Estar en la luna (Hayallere dalmak)


Está en la luna (Hayellere dalıyor)


*Hace luna (Ayın dışarıda olması)


La luna hace sombra a Estambul


(Ay İstanbul’u gölgede bırakıyor)


*La luna de miel (Balayı)


Ya se acabó la luna de miel


(Balayi sona erdi)


LA CULPA (VERBO CONJUGADO+SUSTANTİVO) –Suç


*Echar la culpa a (Suçlamak)


Le echan a culpa de Juan


(Onlar Juan’ı suçluyorlar)


*Tener la culpa de (Suçlu olmak)


Tiene la culpa del accidente


(Kazadan dolayı suçlu)


*Por culpa de (Hatalı olmak)


No recibió el puesto por culpa del jefe


(Patronu yüzünden işi alamadı)


LA MIRADA (VERBO CONJUGADO+SUSTANTİVO) –Bakış


*Dirigir una mirada (Fijar una mirada en)-Bakış atmak


Le dirigí una mirada


(Ona bir bakış attım)


*Huirle la mirada (Başkasının bakışlarından kaçınmak)


Le huyeron la mirada


(Onlar onun bakışlarından kaçındılar)


EL GOZO (VERBO CONJUGADO+SUSTANTİVO) –Eğlence


*No caber en sí de gozo (Sevinçten çılgına dönmek)


María no cabe en sí de gozo


(María sevinçten çılgına dönüyor)


*Saltar (brincar) de gozo (Sevinçten havaya zıplamak)


Saltaba de gozo


(Sevinçten havalara zıplıyordu)





3 yorum:

  1. Te felicito por este blog.. Me gustó mucho.
    permiteme hacer una pequeña corrección.Tú donde dices "Buradaki le complemento directo’dur" debería ser "indirecto".. Nada más. Un saludo y sigas bien..

    YanıtlaSil
  2. Puso en juego todas sus encantos para conquistarlo
    (Oyuna davet etmek için onu baştan çıkarıyorum)
    Bu tercümede problem var... Onu baştan çıkartmak için bütün güzelliklerini ortaya koydu (saçtı)..Olmalı..

    YanıtlaSil
  3. Poner algo en juego (Birini oyuna davet etmek)
    Burada da problem var. Anlamı:"bir şeyleri riske atmak" olmalı.

    YanıtlaSil